Alacakaranlık Kuşağı'nın Number 12 Looks Just Like You diye bir bölümü vardı. İngilizce dinleyebiliyorsanız, izlenebilir.
www.youtube.com 
Fütüristik bir dünyada özel bir ameliyata herkesin ömrü birkaç katına çıkartılıyor ve bu arada da katalogdan seçeceği güzellerden birine benzetiyorlar. Bir kız bu dönüşümden geçmek istemiyor. Oradan birtakım diyalogları yansıttığımda bana da pek laf kalmadı.
Psikolog (adı Sigmund Friend): Neden dönüşüme girmek istemiyorsun?
Kız (Adı da Marilyn - Marilyn Monroe'ya gönderme olabilir): Hiç, Shakespeare okudunuz mu?
P: Kim?
K: Keats (bkz:
John Keats) veya Shelley'i (bkz:
Mary Shelley)?
P: Bu kitaplar yıllar önce yasaklandı. Nereden buldunuz onları?
K: Babam bana vermişti. Çok daha fazlasını. Aristo, Sokrates, Dostoyevski. Dostoyevski'nin epileptik olduğunu biliyor muydunuz? Çirkindi, biçimsizdi. Ama güzelliği; gerçek güzelliği yazardı. Bu insanlar hayatı, insanın bireyselliğine saygı duymayı, sevgiyi biliyorlardı.
Önce konuya girişti, başka bir diyalog da şurada.
Kız: Gün gece uyumadan önce babamın söylediği bir şeyi hatırladım. Demişti ki: Herkes güzel olduğunda aslında kimse güzel değildir, çünkü çirkinlik olmadan güzellik olmaz. Anne farkında değil misin? İnsanların güzel olup olmaması umurlarında değil, sadece herkesin aynı olmasını istiyorlar.
Başka bir sahnede arkadaşı ile konuşurken:
Kız: Babam hakkında konuşmayı bırakın! Kimse anlamıyor mu? Onu seviyordum. İyi bir insandı, kibar bir insandı, beni severdi. Giyindiklerim için değil, neye benzediğim için değil; düşündüklerimi ve hissettiklerimi severdi. Kendini de severdi, bir birey olduğu için kendine saygı duyardı. Valerie, babam kazada ölmedi; kendini öldürdü. Çünkü dönüşümden geçip kimliğini elinden aldıklarında artık hayata devam etmek için bir nedeni kalmamıştı.
Aynı şekilde şu güzellik yarışmadaki kızlara bakalım:
2.bp.blogspot.com 
Bunlar az çok aynı insan değil mi? Ya da şunlar
static.rappler.com 
Biz burada onların kişiliklerini, huylarını, zevklerini, vb görmüyoruz. Gördüğümüz tek duygu, tek görüntü, tek hava var.
Buradan da şunu kastetmiyorum:
colorfully.eu 
Bu da apayrı ve garip uç. Ruj ile kitap birbirini ikame eden şeyler değil; ikisi birlikte bir insanda pek ala olabilir. Başka bir insanda ikisi birden olmayabilir ve hala o insan bireyselliğini sürdürebilir. İnsan elbette ki olduğundan güzel olmak ister ama güzelliğin nihai amaç olduğu nokta kişiliğin kaybedildiği yer ile aynı.
Kapitalizm muhabbetine girmek istemiyordum ama şuradan girip çıkacağım. Nasıl ki firmalar hep birbirinin üstüne çıkmak için akıl karı olmayan şeyler yapabiliyor, insanlar da dünyanın seyrindeki aşırı hıza güzelleşerek uymaya çalışıyorlar. Apar topar güzelliği tüketerek.